Lüksemburg'da Vergi Optimizasyonu Nasıl Sağlanır? Daimi Olmayan İkamet Sahipleri İçin Kapsamlı Rehber


Lüksemburg – 6 Mayıs 2025
Lüksemburg'da vergi sezonunun başlamasıyla birlikte, gelir beyan formları kamuya sunuldu. Bu dönemde pek çok kişi şu sorularla karşı karşıya: Vergi beyannamesi vermem gerekiyor mu? Hangi giderler vergiden düşülebilir? Bu süreçte kimden yardım alabilirim?

Kimler Vergi Beyannamesi Vermek Zorunda?

Lüksemburg vergi mevzuatına göre, beyanname verme yükümlülüğü ikamet durumu ve gelir seviyesine bağlıdır. Aşağıdaki durumlarda beyanname sunmak zorunludur:

  • Vergiye tabi geliriniz 100.000 avroyu aşıyorsa;

  • Birden fazla gelir kaynağınız (örneğin maaş ve emeklilik) varsa ve toplam geliriniz vergi sınıfı 1 ve 2 için 36.000 avrodan, sınıf 1A için 30.000 avrodan fazlaysa;

  • Daimi olmayan bir ikamet statüsüne sahipseniz ve vergi kartınızda birleşik bir vergi oranı belirtilmişse;

  • Vergiye tabi geliriniz 11.265 avroyu aşıyorsa ve 600 avroyu aşan, doğrudan kesinti uygulanmayan geliriniz varsa;

  • Sermaye gelirlerinden (örneğin temettü) 1.500 avrodan fazla kazanç elde ediyorsanız;

  • Tantiem gibi yıllık primlerden net 1.500 avrodan fazla geliriniz varsa;

  • Doğrudan Vergi İdaresi (Administration des Contributions Directes) sizi beyanname sunmaya çağırmışsa;

  • Evliyseniz ve eşlerden biri Lüksemburg'da ikamet ederken diğeri daimi olmayan statüye sahipse ve ortak vergi sistemini tercih ettiyseniz.

Ayrıca, vergi sınıfı 1 ve 1A'da yer alan kişiler gönüllü olarak beyanname sunarak indirilebilir giderleri bildirebilir ve olası vergi iadesinden faydalanabilir. Ancak bu durumda, yurt içi ve yurt dışı tüm gelirlerin beyan edilmesi gereklidir.

Hangi Giderler Vergiden Düşülebilir?

Kanunen, aşağıdaki ödemeler ve harcamalar vergiden indirilebilir:

  • Mesleki faaliyetle ilgili giderler (frais d’obtention)

  • Eski eşe ödenen nafaka

  • Zorunlu sosyal güvenlik primleri

  • Bireysel sigorta primleri

  • İsteğe bağlı emeklilik sözleşmelerine yapılan ödemeler

  • Konut tasarruf planlarına katılım

  • Tamamlayıcı emeklilik sigortası, bağışlar ve hayır amaçlı katkılar

  • Ev hizmetleri ve çocuk bakımıyla ilgili masraflar

Beyanname İçin Son Tarih Ne Zaman?

Vergi beyannamesi sunma için son tarih, bu yıl 31 Aralık olarak belirlendi. Bu tarih hem zorunlu hem de gönüllü beyanname sunanlar için geçerlidir. LCGB sendikası, vatandaşların süreci geciktirmeden tamamlamalarını ve olası iadelerin zamanında alınabilmesi için formlarını erkenden göndermelerini önermektedir.

Nasıl Yardım Alınabilir?

LCGB sendikası, her bireyin kişisel durumuna en uygun vergi seçeneğini belirlemek üzere danışmanlık hizmeti sunmaktadır. En az altı aydır sendika üyesi olan kişiler, vergi beyannamelerinin doldurulması konusunda ücretsiz hizmetlerden faydalanabilir.

Vergi avantajlarından azami düzeyde yararlanmak için yıllık mali belgelerin, maaş bordrolarının, sigorta sözleşmelerinin, emeklilik ödemelerinin ve çocuk bakımı ile konut masraflarına dair evrakların hazır bulundurulması önerilmektedir.






ABD'nin Yeni Gümrük Tarifeleri Lüksemburg’daki 460 Şirketi Tehdit Ediyor


Lüksemburg – 6 Mayıs 2025
Amerika Birleşik Devletleri tarafından uygulamaya konan yeni gümrük tarifeleri, Lüksemburg’da faaliyet gösteren yaklaşık 460 şirketi doğrudan etkileyebilir. Bu şirketler arasında özellikle 41’i, “taşıma araçları ve ekipmanları” ihracatı yapan işletmeler olarak, yeni tarifelerden doğrudan etkilenme riskiyle karşı karşıya bulunuyor.

Bu durum, Korsan Partisi (Piratepartei) milletvekili Sven Clement’in meclise yönelttiği yazılı bir soru önergesine verilen yanıtla kamuoyuna açıklandı. Clement, ABD Başkanı Donald Trump liderliğindeki yönetimin son gümrük politikalarının Lüksemburg ekonomisi üzerindeki olası etkileri hakkında şeffaflık talebinde bulunmuştu.

Belirsiz Ama Endişe Verici Etkiler

Ekonomi Bakanı Lex Delles, Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Xavier Bettel ile Maliye Bakanı Gilles Roth’un birlikte verdikleri yanıtta, söz konusu tarifelerin etkilerinin çok sayıda ve karmaşık ekonomik faktöre bağlı olduğu ve bu nedenle kesin bir değerlendirmenin henüz mümkün olmadığı belirtildi. Ancak yetkililer, ülkenin resmi istatistik kurumu Statec’in bu etkileri ölçmeye yönelik bir model üzerinde çalıştığını da açıkladı.

Özellikle ABD dolarının döviz kurlarındaki dalgalanması, Lüksemburglu ihracatçılar üzerindeki baskının şiddetini doğrudan etkileyen önemli bir faktör olarak öne çıkıyor.

Finans Sektörü İçin Risk ve AB’nin Muhtemel Tepkisi

Hükümet temsilcileri, Başkan Trump’ın vaat ettiği şekilde tarifelerin tam anlamıyla uygulanması hâlinde, "emsali görülmemiş" ve "tarihi düzeyde" artışların yaşanabileceği uyarısında bulundu. Böyle bir senaryonun, finans piyasalarında ciddi sonuçlar doğurabileceği ve Lüksemburg’un finansal hizmetler sektörünü gelir kaybı riskiyle karşı karşıya bırakabileceği ifade edildi.

Avrupa'dan Ortak Yanıt Çağrısı

Üç bakan, Lüksemburg hükümetinin bu konuda Avrupa Birliği'nin ortak ve uyumlu bir yanıt vermesini desteklediğini belirtti. Ayrıca, ABD ile yapıcı bir diyalog kurulmasını savunduklarını, ancak müzakerelerin başarısız olması durumunda, Avrupa Birliği’nin uygun karşı önlemler almasını destekleyeceklerini de vurguladılar.

Tüm bu gelişmeler, uluslararası düzeyde analistlerin ve karar alıcıların dikkatle izlediği bir dönemde yaşanıyor. Trump’ın ikinci dönem başkanlığının ilk 100 günü, küresel ticarette daha geniş kapsamlı gerilimlerin işareti olarak değerlendiriliyor.







Lüksemburg Ulusal Drone Merkezi Hizmete Girdi


Lüksemburg – 6 Mayıs 2025
Lüksemburg Eğitim ve Gençlik Bakanı Claude Meisch, sivil drone teknolojileri alanında eğitim, test ve yenilik geliştirme amacıyla kurulan yeni ve donanımlı “Lüksemburg Drone Merkezi”nin (Luxembourg Drone Center) açılışını resmen gerçekleştirdi. Bu merkez, Ulusal Sürekli Mesleki Eğitim Merkezi (Centre national de formation professionnelle continue – CNFPC) çatısı altında faaliyet gösterecek şekilde yapılandırıldı ve ülke ile uluslararası düzeyde hızla büyüyen drone sektörüne verilen stratejik bir yanıt olarak değerlendiriliyor.

Drone Kullanımında Kayda Değer Artış

Lüksemburg Sivil Havacılık Dairesi’nin (Direction de l’Aviation Civile – DAC) verilerine göre, 13 Mart 2025 itibarıyla ülkede kayıtlı drone operatörlerinin sayısı 4.144’e ulaştı. Bu rakam, son iki yılda %85 oranında bir artış anlamına geliyor. Avrupa Birliği’nin 2021’den itibaren yürürlüğe koyduğu yeni düzenlemelerle birlikte, drone kullanım amacına uygun zorunlu eğitimlerin gerekliliği, bu alanda uzmanlaşmış bir merkezin önemini daha da artırdı.

Drone eğitimleri bugüne kadar yalnızca DAC ve Eurocontrol Havacılık Eğitim Merkezi’nin iş birliğiyle sınırlı ölçekte sunuluyordu. Yeni merkezin devreye girmesiyle bu eğitim altyapısı önemli ölçüde güçlendirilmiş oldu.

Drone Eğitim Sisteminin Tamamlayıcı Ayağı

Lüksemburg Drone Merkezi, sertifikalı eğitim programlarıyla mevcut drone eğitim sistemine önemli bir katkı sağlayacak. Artık profesyonel ve tam kapsamlı drone sertifikaları almak için yurtdışına gitme gereği ortadan kalkacak.

Eğitim programları; köprüler, rüzgar türbinleri ve enerji hatları gibi altyapıların denetimi, haritalama ve topoğrafya, görsel-işitsel yapımlar, hassas tarım uygulamaları, cephe ve güneş paneli temizliği gibi endüstriyel hizmetler ile toplanan verilerin yönetimi, saklanması ve güvenliği gibi çok çeşitli profesyonel kullanım alanlarını kapsıyor.

Programlar; yeni başlayanlardan, kamu, özel, ticari veya bilimsel alanlarda faaliyet gösteren profesyonellere kadar her düzeyde kullanıcıya hitap edecek şekilde tasarlandı. Deneyimli kullanıcılar teknik ve pratik becerilerini geliştirme imkânı bulurken, yeni başlayanlar da drone teknolojilerini profesyonel düzeyde kullanmak için gerekli temel bilgi ve yetkinlikleri edinebilecekler. Bu merkez, geleceğe dönük iş gücü piyasasına adım atmak ve mesleki yeniden eğitim fırsatları yaratmak açısından stratejik bir rol üstleniyor.

Tüm eğitimler, drone kullanımı, uçuş güvenliği, mevzuat ve ekipman bakımı alanlarında uzman eğitmenler tarafından verilecek.

Lüksemburg Drone Merkezi, gelişen iş gücü taleplerine yanıt vermek üzere atılmış önemli bir adımdır ve aynı zamanda bugünün en modern ve dinamik teknoloji alanlarından birinde eğitime, istihdama ve inovasyona yeni ufuklar açmaktadır.






Lüksemburg’da Kaçak Tütün ve Alkollü Ürün Alarmı: Eschweiler’de 40 Ton Yasa Dışı Tütün Ele Geçirildi


Lüksemburg – 6 Mayıs 2025

Lüksemburg Gümrük ve Dolaylı Vergiler İdaresi (Douanes et Accises), son günlerde ülke genelinde yasa dışı tütün ve alkollü ürünlerin satışına ve depolanmasına yönelik kapsamlı operasyonlar gerçekleştirdi. Bu kapsamda başkentteki bazı mağazalara baskınlar düzenlenirken, ülkenin kuzeyinde yer alan Eschweiler bölgesinde büyük çaplı bir depo operasyonuyla ciddi miktarda kaçak ürüne el konuldu.

Başkentte Mağazalara Denetim

18 Nisan 2025 tarihinde, Lüksemburg kent merkezinde üç farklı mağaza, gümrük memurları ve ilgili denetim birimleri tarafından kontrol edildi. Söz konusu işletmelerin, izin almaksızın tütün, nikotin ürünleri ve alkollü içecekler sattığı belirlendi.

Yapılan aramalarda şu ürünler ele geçirildi:

  • 90 litreden fazla elektronik sigara sıvısı

  • 6 kilogram nikotin torbası

  • 5 kilogram çiğnenebilir tütün

  • 1 kilogram nargile tütünü

  • 100 gram burun tütünü

  • 37 litre karışık alkollü içki (prémix)

Bu ihlaller sonucunda üç mağazaya toplamda 12.897 euro para cezası kesildi.

Gümrük yetkilileri, nikotin veya alkol içeren tüm ürünlerin yalnızca resmi ruhsatla satılabileceğini bir kez daha hatırlatarak, aksi takdirde ürünlerin derhal el konulacağını ve ağır cezai yaptırımlar uygulanacağını vurguladı. Özellikle sahte alkol ürünlerinin halk sağlığı açısından ciddi riskler barındırdığına dikkat çekildi.

Eschweiler’deki Depoda Rekor Kaçak Tütün Operasyonu

Aynı kapsamda, çarşamba gecesini perşembeye bağlayan saatlerde, ülkenin kuzeyinde Wiltz yakınlarında bulunan Eschweiler’deki Steil Caddesi üzerinde büyük bir operasyon gerçekleştirildi. Silahlı ve maskeli özel timlerin katılımıyla düzenlenen baskında, şüpheliler polislerin geldiğini fark ederek ormanlık alana kaçtı.

Operasyon sonucunda, yaklaşık 40 ton kaçak tütün ele geçirildi. Gümrük yetkilileri bu miktarı resmi olarak henüz doğrulamasa da, elde edilen ilk bilgiler bu yönde. Ürünlerin taşınması için üç büyük kamyonun kullanıldığı bildirildi. Polis ve gümrük ekiplerinin olay yerindeki çalışmaları cuma gününün sonuna kadar sürdü.

Yerel halk, son haftalarda söz konusu depoda olağandışı hareketlilik, gece gündüz süren faaliyetler ve tanımadıkları kişilerin sıkça gelip gitmesi nedeniyle şüphelendiklerini belirtti. Tütünlerin büyük hacimli paketlerde depolanması, geniş çaplı ticari amaçla kullanıldıklarını düşündürüyor.

Kaçakçılığa Karşı Sıfır Tolerans

Bu operasyonlar, Lüksemburg makamlarının kaçakçılıkla mücadelede kararlılığını bir kez daha ortaya koydu. Sağlık uzmanları, bu tür sahte ürünlerin tüketilmesinin ciddi sağlık tehditleri doğurduğunu hatırlatarak halkı dikkatli olmaya çağırdı.

Gümrük İdaresi, vatandaşlardan şüpheli faaliyetleri ve yasa dışı ürün satışlarını gecikmeden yetkililere bildirmelerini isteyerek, halk sağlığı ve ülke ekonomisinin korunmasında iş birliğinin önemine vurgu yaptı.







Lüksemburg’da Yeni Trafik Kampanyası Başladı: Herkes İçin Yol, Herkes İçin Kural


Lüksemburg – 6 Mayıs 2025
Lüksemburg Ulaştırma ve Kamu İşleri Bakanı Yuriko Backes, trafikte karşılıklı saygıyı teşvik etmek ve yol güvenliğini artırmak amacıyla yeni bir farkındalık kampanyası başlattı. “Yol herkesin, kurallar da herkes için” başlığıyla yürütülen kampanya, ProVelo.lu Derneği, Yol Güvenliği Dairesi (Sécurité Routière) ve Lüksemburg Büyük Dükalığı Polisi iş birliğiyle hayata geçirildi.

Amaç: Tüm Yol Kullanıcıları İçin Daha Güvenli Trafik

Kampanyanın temel amacı, tüm yol kullanıcılarına trafik kurallarını hatırlatmak olsa da, bu girişim diğerlerinden farklı olarak belirli bir grup sürücüyü hedef almıyor. Bakan Backes kampanyanın tanıtımında yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:

“Bazı yol kullanıcıları, örneğin bisikletliler veya yayalar, daha savunmasız durumdalar çünkü doğrudan tehlikeyle karşı karşıya kalıyorlar. Buna karşılık, daha büyük araçları kullananlar daha az zarar görebilir. Ancak önemli olan, birlikte var olabilmek, karşılıklı saygı ve kurallara uyumdur.”

Mevcut verilere göre, Lüksemburg yollarında ölümle sonuçlanan kaza sayısı azalsa da, yaralanmayla sonuçlanan kaza oranlarında artış görülüyor. Bu artıştan en fazla etkilenen grup ise bisikletli ve motosikletli sürücüler gibi "savunmasız kullanıcılar" olarak öne çıkıyor.

Görsel Mesajlarla Toplumda Farkındalık Artırılıyor

Toplum genelinde farkındalığı artırmak için çeşitli afişler ve videolar hazırlanarak halka sunuldu. Bu görsel materyallerde, özellikle bisikletlilerin büyük araçların “kör nokta”sında kalma riskine dikkat çeken dört farklı tehlikeli senaryo işleniyor.

Sorumluluk Ortak, Suçlama Tek Taraflı Değil

Yol Güvenliği Derneği Direktörü Isabelle Medinger kampanyanın genel mesajına vurgu yaparak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Toplumda bazen bisikletlilerin kurallara diğerlerinden daha az uyduğu yönünde bir algı oluşuyor. Ancak biz şunu vurguluyoruz: Sorumluluk sadece bisikletlilere ait değil. Araç sürücüleri de daha fazla risk oluşturdukları için bu sorumluluğu paylaşmak zorundalar. Kampanyanın mesajında belirtildiği gibi, yol herkesin ve kurallar da öyle.”

Yine kampanya kapsamında, motorlu araç sürücülerine bisikletlilere geçerken en az bir buçuk metre güvenli mesafe bırakmaları gerektiği de özellikle hatırlatılıyor.

Herkes İçin Açık Bir Mesaj

Ulaştırma ve Kamu İşleri Bakanlığı’nın öncülüğünde başlatılan bu yeni kampanya, sadece trafik kurallarını hatırlatmakla kalmıyor, aynı zamanda ortak yaşam alanı olan yolların tüm kullanıcılar için adil, güvenli ve sorumlu bir şekilde paylaşılması gerektiğinin altını çiziyor.






Avrupa Birliği Araç Muayene Kurallarında Kapsamlı Değişikliğe mi Gidiyor?


Lüksemburg – 6 Mayıs 2025
Avrupa Komisyonu kısa süre önce, üye ülkelerde araç muayene standartlarını uyumlu hâle getirmeyi ve yol güvenliğini artırmayı amaçlayan yeni bir düzenleme önerisinde bulundu. Almanya gibi komşu ülkelerde bu teklif endişe ve eleştiriyle karşılanırken, Lüksemburg’da mevcut uygulamalar sayesinde önerilen değişiklikler çok daha az etkili olacak gibi görünüyor.

10 Yaşını Aşan Araçlara Yıllık Muayene Zorunluluğu

Komisyonun önerisine göre, otomobiller ve hafif ticari araçlar on yılı doldurduktan sonra her yıl teknik kontrolden geçmek zorunda kalacak. Bu uygulama ile, güvenli olmayan araçların neden olduğu ölümler ve yaralanmaların yılda %1 oranında azaltılması hedefleniyor. AB, bu yolla 2030 yılına kadar trafik kazalarına bağlı can kayıplarını yarıya indirmeyi amaçlıyor.

Önerilen düzenleme ayrıca, araçların kat ettiği kilometre bilgilerinin ulusal veri tabanlarında zorunlu olarak kaydedilmesi, elektronik güvenlik sistemlerinin test edilmesi ve egzoz emisyonlarının daha sıkı denetlenmesi gibi maddeleri de içeriyor.

Lüksemburg’da Önemli Bir Değişiklik Beklenmiyor

Almanya veya Fransa gibi ülkelerin aksine, Lüksemburg mevcut uygulamalarıyla önerilen standartlara büyük ölçüde uyumlu durumda. Lüksemburg Otomobil Kulübü (ACL) tarafından yapılan açıklamada, AB’nin öngördüğü pek çok şartın halihazırda uygulandığı ya da yakında yürürlüğe gireceği belirtildi.

Mevcut uygulamaya göre:

  • İlk teknik muayene, aracın tescilinden dört yıl sonra yapılmakta

  • İkinci muayene, ilk muayeneden iki yıl sonra

  • Altıncı yıldan itibaren ise yıllık muayene zorunlu

Ulusal Teknik Kontrol Şirketi (SNCT) Genel Müdürü Bob Manet, düzenli denetimlerin araçların daima iyi teknik durumda kalmasını sağladığını ifade etti.

Kilometre Takibi ve Dijital Sistemlerin İncelemesi

Ekim 2023’ten bu yana, 2021 sonrası üretilmiş M1 ve N1 sınıfı araçlarda, kilometre bilgileri OBD (On-Board Diagnostics) sistemi üzerinden okunup teknik kontrol merkezleri tarafından kaydedilerek Avrupa Komisyonu’na iletiliyor. Bu veriler, araçların gerçek CO₂ emisyonlarının değerlendirilmesinde kullanılıyor.

SNCT, kısa süre içinde acil çağrı sistemi eCall gibi dijital güvenlik sistemlerinin de yazılım düzeyinde test edileceğini ve işlevselliklerinin kontrol edileceğini açıkladı. Bu önlemlerin, trafik güvenliğini artırmanın yanı sıra, yol trafiğinin çevresel etkilerini de daha şeffaf bir şekilde ortaya koyması bekleniyor.

Avrupa Genelinde Farklı Uygulamalar ve Tepkiler

İspanya, Avusturya, Portekiz ve İrlanda gibi birçok AB ülkesinde, on yaş üzerindeki araçlar için yıllık teknik kontrol zaten uygulanmakta. Ancak Fransa ve Almanya gibi ülkelerde, ilk muayeneden sonra araçlar genellikle iki yılda bir kontrol ediliyor.

Alman Otomobil Kulübü (ADAC), on yaş üstü araçlar için yıllık muayenenin ne gerekli ne de mantıklı olduğunu savunuyor. CSU ve AfD gibi siyasi partilerden bazı temsilciler de bu önerinin araç sahipleri için fazladan maliyet ve bürokratik yük anlamına geleceğini dile getirdi.

Buna karşın, yıllık muayene uygulanan ülkelerde bu hizmetin genellikle Almanya’daki TÜV sistemine göre daha ucuz olduğu görülüyor, ancak bazı durumlarda hizmet kapsamı bakımından farklılıklar olabiliyor.

Son Karar Henüz Verilmedi

Komisyonun önerisi, AB genelinde bağlayıcı bir yasaya dönüşmeden önce Avrupa Parlamentosu ve üye ülkeler konseyi tarafından onaylanmalı. O zamana kadar, her ülke kendi ulusal koşullarına göre bu düzenlemelerin nasıl ve ne zaman uygulanacağına karar verme hakkına sahip olacak.





Lüksemburg’da Sığınma Başvurularının Değerlendirme Süresindeki Endişe Verici Artış: Hükümet Vaatleriyle Çelişen Bir Gerçeklik


LÜKSEMBURG – 6 Mayıs 2025
Lüksemburg hükümetinin sığınma başvurularının değerlendirme süreçlerini hızlandırma vaatlerine rağmen, resmi veriler bu sürecin giderek daha uzun sürdüğünü ortaya koyuyor. İçişleri Bakanı Léon Gloden da bu durumu açıkça kabul etmiş durumda. Sosyalist Parti (LSAP) milletvekili Paulette Lenert'in parlamentoya sunduğu yazılı soruya verdiği yanıtta Gloden, idarenin hedeflenen sürelere ulaşmakta zorlandığını itiraf etti.

Ortalama değerlendirme süresi 10 aydan 13 aya çıktı

2022 yılında bir sığınma başvurusunun ortalama değerlendirme süresi 10,3 ay iken, 2025’in ilk aylarında bu süre 13,6 aya yükseldi. Bakan Gloden, gecikmelerin bir kısmının Dublin III Protokolü gibi Avrupa düzenlemelerinden kaynaklandığını ve bu gibi karmaşık prosedürlerin süreçleri uzattığını belirtti.

Uluslararası krizlerin etkisi

Bakan, bu artışta küresel krizlerin de etkili olduğunu vurguladı. Taliban’ın 2021’de Afganistan’da yeniden iktidara gelmesi, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya saldırısı ve Ortadoğu’da devam eden çatışmalar ile Suriye’de Beşar Esad rejiminin çöküşü, başvuru sayılarında belirgin artışa neden oldu.

31 Mart 2025 itibarıyla, Lüksemburg Göç İdaresi’nde görüşme bekleyen 2.081 kişi bulunuyor. Bu sayı, beraberindeki çocukları, ülkeyi terk etmiş olanları ve Lüksemburg’un artık sorumlu olmadığı başvurucuları da kapsıyor.

“Her başvuru ayrı ayrı değerlendiriliyor”

Yoğun taleplere rağmen, Gloden karar kalitesinin hızdan daha önemli olduğunu savunarak şu ifadeleri kullandı:
“Her sığınma başvurusu bireysel olarak dikkatle değerlendiriliyor. Belirli uyruklara öncelik verilmiyor; başvuru sırasına göre hareket ediliyor.”

Haziran 2025 itibarıyla, sığınma sürecini dijital olarak yönetecek yeni bir yazılımın devreye girmesi planlanıyor. Aynı zamanda, Göç İdaresi’nde görev yapan personelin sayısı artırılacak ve özel eğitim programları uygulanacak. Ancak Bakan, sürecin hızlanmasının kararların kalitesinden ödün verilmemesi şartıyla mümkün olacağını yineledi.

Sığınmacı istatistikleri: Cezayir vatandaşları ilk sırada

Son resmi verilere göre:

  • 2024 yılında toplam 2.018 sığınma başvurusu yapıldı ve yalnızca 762 kişi mülteci statüsü alabildi.

  • 2025’in ilk iki ayında 356 yeni başvuru alındı; bunlardan yalnızca 66’sı kabul edildi.

2025 başvurularının uyruk dağılımı şu şekilde:

  • Cezayir: %14,3

  • Suriye: %13,2

  • Eritre: %11,2

  • Kolombiya: %7,9

  • Fas: %7

Bu rakamlar ve küresel gelişmeler ışığında, Lüksemburg’un sığınma sistemi; hız, doğruluk ve adalet arasında hassas bir denge kurma sınavıyla karşı karşıya. Bu zorluğun üstesinden gelinmesi, yapısal reformlar ve teknik destek olmadan oldukça güç görünüyor.





Lüksemburg’da Taht Değişimi Töreninin Resmî Detayları Açıklandı: Prens Guillaume, 3 Ekim 2025’te Büyük Dük Olarak Yemin Edecek


LÜKSEMBURG – 6 Mayıs 2025
Lüksemburg Büyük Dükalığı’nda yaklaşan taht değişimi öncesinde, hükümet ve Kraliyet Sarayı, monarşinin devri ve ulusal kutlamalara dair resmî programı kamuoyuyla paylaştı. Açıklamaya göre, Veliaht Prens Guillaume, 3 Ekim 2025 Cuma günü babası Büyük Dük Henri’nin yerine resmen Büyük Dük unvanını devralacak.

3 Ekim Cuma: Tahtın Devri ve Yemin Töreni

Hükümet ve Maison du Grand-Duc (Kraliyet Sarayı) tarafından duyurulan programa göre, 3 Ekim sabahı Kraliyet Sarayı’nda Büyük Dük Henri’nin tahttan feragat belgesini imzalamasıyla tören başlayacak. Ardından Prens Guillaume, Temsilciler Meclisi’nde (Chambre des Députés) sadakat yemini edecek ve resmî olarak Lüksemburg’un yeni Büyük Dük’ü olacak.

Törenin devamında, Kraliyet ailesi Saray balkonuna çıkarak halka selam verecek. Ayrıca Guillaume Meydanı’nda (Place Guillaume II) halka açık kutlamalar düzenlenecek.

Aynı gün, devlet erkanı, kamu kurumları temsilcileri ve diplomatik misyonların katılımıyla Cercle Cité’de resmî bir tören gerçekleştirilecek. Günün sonunda ise Kraliyet Sarayı’nda resmî bir akşam yemeği ile etkinlikler noktalanacak.

4 Ekim Cumartesi: Tüm Ülkede Halk Kutlamaları

4 Ekim Cumartesi günü, resmî tören havası yerini ülke genelindeki kutlamalara bırakacak. “Ulusal Neşe Günü” temasıyla farklı şehirlerde halk etkinlikleri düzenlenecek.

Büyük Dük Guillaume ve Büyük Düşes Stéphanie, Wiltz, Dudelange ve Lüksemburg şehirlerini kapsayan bir kraliyet turuna çıkacak. Ayrıca Grevenmacher ve Steinfort şehirlerine de ziyaret planlanıyor. Bu turlar sayesinde halkın yeni Büyük Dük ile doğrudan temas kurması hedefleniyor.

Saat 20.00’de, çift, Kırmızı Köprü (Pont Rouge) üzerinden başkente giriş yapacak. Gecenin sonunda Glacis Meydanı’nda, Lüksemburglu sanatçıların katılımıyla düzenlenecek özel bir konser ve insansız hava aracı (drone) gösterisi gerçekleştirilecek.

5 Ekim Pazar: Katedralde Dini Tören

5 Ekim Pazar günü, Kraliyet Ailesi, Notre-Dame Katedrali’nde düzenlenecek geleneksel Te Deum ayinine katılacak. Bu dini seremoni, yeni Büyük Dük’ün resmî görevine başlamasının bir şükran göstergesi ve manevi başlangıcı olarak kabul ediliyor.

Kutlamaların Tam Programı Yolda

Kraliyet Sarayı yetkilileri, yıl içinde kutlamalara ilişkin daha ayrıntılı bir programın açıklanacağını belirtti. Bu tarihi dönüşüm, Lüksemburg’un modern tarihinde benzeri görülmemiş bir olay olarak kayıtlara geçmeye hazırlanıyor.